Bu Blogda Ara

4 Şubat 2011 Cuma

Sözde Özgürlüğün Esir İnsanları - IV

Her içtiği bardak üstüne çöken yalnızlığı, karanlığı, soruları dayanılmaz bir hale getiriyordu. Neden onu aklından çıkaramadığından çok, neden gecenin köründe bir bar köşesinde yıllardır içmediği kadar içmekte ve neden yıllardır olmadığı kadar sarhoş olduğunu sorguluyordu... Sonunda her şey silindi ve havada asılı kaldı o tek soru: Neden? Senin yüzünden be güzelim diyerek garip bir kahkaha attı. çevresindekilerin bakışlarının ona döndüğünü farkedemeyecek kadar sarhoştu. Belki de umursamayacak kadar değişmişti. Kim bilir?

Masalar yavaş yavaş boşalmıştı, geriye kalan üç beş kişi de kalkmak için hazırlanıyordu. Bulanık gözlerle çevresine bakmayı akıl ettiğinde kimse kalmamıştı, masanın üstüne bir 50lik bırakıp sallana sallana çıktı bardan. Ayakta durmak, yere düşmekten daha zordu onun için, 10-15 metre yürüdükten sonra takıldı ayağı yerinden oynamış bir kaldırım taşına ve düştü. Sürünerek duvar kenarına ilerlediğinde, yüzünü kapattığı elleri gözlerinden akan sıcak yaşlarla ıslanmıştı. Bomboş sokaklar çektiği acıyı arttırıyordu ve neden sorusu hala aklından çıkmıyordu.

Ne kadar oturdu orada? Şurası kesindi ki uyuya kaldığı zaman güneş aydınlatmaya başlamıştı, izmaritlerle, şişelerle dolu sokakları. Gece boyunca rahat vermemişti ona hatıraları. çocukluğundan, o geceye kadar. Güneşe bakmayı denedi, gözleri ağrıyana kadar. Günaydın diye fısıldayacak kadar gücü kalmıştı, günaydın dedi ve uykuya daldı.

___________

Bir önceki gibi, devamı gelecek ama ne zaman belli değil.

Yazıda Emeği Geçenler
Bajar - Davetsiz Misafir